Doğal Sermaye
Doğal sermaye, insanların ekonomik ve sosyal kalkınma sürecinde
kullandığı doğal kaynakları ifade eder. Bu kaynaklar, toprak, su,
hava, ormanlar, madenler, enerji kaynakları ve biyolojik çeşitlilik
gibi çeşitli unsurları içerir. Doğal sermaye, ekonomik faaliyetlerde
kullanılan üretim faktörleri arasında yer alır ve insanların
yaşamlarını sürdürebilmeleri ve yüksek refah seviyesi için önemli
bir unsurdur.
Ekonomik büyüme, endüstriyel üretim, tarım, enerji üretimi ve diğer
insan etkinlikleri için hayati öneme sahiptir. Ancak, bu kaynakların
sınırlı olduğu ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmeleri gerektiği
unutulmamalıdır. Doğal sermayenin korunması ve sürdürülebilir yönetimi,
işletmelerin çevresel etkilerini azaltmalarına ve gelecek nesillerin
bu kaynaklardan yararlanmasını sağlamalarına yardımcı olur.
Doğal sermayenin önemini anlamak ve bu kaynakların sürdürülebilir bir
şekilde yönetilmesi için büyük bir sorumluluk ve özveriyle
çalışılmaktadır. Faaliyetlerimizin temel bir bileşeni olan doğal
sermayeyi korumak, sürdürmek ve restore etmek, öncelikli hedefler
arasında bulunmaktadır.
Çevresel sürdürülebilirlik stratejisinin bir parçası olarak, doğal
kaynakların kullanımını optimize etmeye yönelik çabalar artırılmaktadır.
Sürekli iyileştirmelerle, su kaynakları, enerji, hammadde ve diğer
doğal kaynaklar da dahil olmak üzere iş süreçlerinde kullanılan
kaynakların etkin ve verimli bir şekilde yönetilmesi sağlanmaktadır. Bu
amaçla, yenilikçi teknolojiler kullanılarak kaynak tasarrufu sağlanmak
ve atık oluşumunu azaltmak için çeşitli önlemler alınmaktadır.
Biyolojik çeşitliliği ve ekosistem sağlığını koruma ve restore etme
çalışmaları da yürütülmektedir. Faaliyetlerin ekolojik etkileri
değerlendirilmekte ve minimum çevresel zarar verme ilkesiyle hareket
edilmektedir. Orman ve deniz ekosistemlerinin korunması, habitat
restorasyonu ve biyolojik çeşitlilik koruma projelerine destek verilerek
doğal sermayenin sürdürülebilirliğine katkıda bulunulmaktadır.
Doğal sermayenin sürdürülebilir yönetimi, iş stratejisinin ayrılmaz bir
parçası olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, faaliyetlerin çevresel
etkileri izlenmekte, ölçülmekte ve raporlanmaktadır. Aynı zamanda,
paydaşlarla iş birliği yapılarak doğal sermaye konularında şeffaf
iletişim ve paylaşım sağlanmaktadır.
Hedefler
Hem 2023’te hem de gelecekte sürdürülebilirlik alanında sektörün önde gelen kuruluşlarından biri olmayı, ülkenin 2053 net-sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda yatırımcıların yanında yer almayı ve yenilenebilir ve temiz enerji projelerini desteklemeyi hedefler.
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kapsamında Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen hedeflere destek vermek amacıyla ülkemizde yeşil kalkınma hamlesi başlattı. Bu kapsamda, Kalkınma Bankacılığı, Yatırım Bankacılığı ve Türkiye Kalkınma Fonu gibi üç farklı alan üzerinde çalışmaları sürdürerek yeşil dönüşümün finansmanına rehberlik eden bir rol oynamakta. Ayrıca, yeşil dönüşümün her sektöründe aktif bir şekilde yer alarak ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunmak hedeflenmektedir.
Banka'nın, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’na taraf olduğunu göz önünde bulundurarak, 2023 yılında da iklim değişikliğiyle mücadele başta olmak üzere istihdam, yenilenebilir enerji ve kaynak verimliliği gibi alanlarda finansman desteğini sürdürmek amacındadır. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda oluşturulan yüzde 80’lik portföyü ile sağlanan katkının artırılması hedeflenir.
Yeşil projelerin finansmanında etkin bir destek sağlamak amacıyla doğrudan finansman veya sermaye piyasaları ile sunulan sürdürülebilir tahvil/sukuk ihraçlarıyla aktif bir rol sürdürme hedeflenmektedir.
Net-sıfır ekonomisine geçiş sürecinde ulusal ve uluslararası finansal kuruluşlarla iş birliği sağlanması hedeflenmektedir.
2021 yılında 5 milyon ton, 2022 yılında 4,5 milyon ton sera gazı emisyonunun salınımı engellenmiştir. 2025 yılına kadar salınımı engellenen emisyon miktarının arttırılması hedeflenmektedir. 2053 yılında net sıfır emisyon hedefine ulaşma ve etki yatırımı ekosistemini geliştirme konusundaki sorumluluğu yerine getirmek için Banka’nın çalışmaları hız kesmeden devam etmektedir. Bu çerçevede Banka, Türkiye’de Etki Yönetimi Çalışma İlkeleri’ni imzalayan ilk ve tek kuruluştur.
Kapsam 1 emisyonlarının 2020 yılına göre 2025’te %10, 2040’ta %40 azaltılması ve Kapsam-3 emisyonlarının hesaplanıp raporlanması hedeflenmektedir.
Etki Yönetimi Çalışma Prensipleri küresel standartlarını benimseyerek, finansal getirilerin yanı sıra olumlu çevresel ve sosyal etkiler yaratan faaliyetlerde daha fazla disiplin, şeffaflık ve ölçülebilirlik sağlama hedeflenmektedir.
Alman Kalkınma Bankası (KfW) tarafından sağlanan teknik destekle birlikte, Çevresel ve Sosyal Risk Değerlendirme uygulamalarını uluslararası standartlara uyumlu bir şekilde daha da güçlendirmek için çalışmalara başlamıştır. Bu çerçevede, kapasite geliştirme çalışmaları hala devam etmekte olup, 2023 yılının sonuna doğru önemli bir aşamaya ulaşması hedeflenmektedir.
Öncelikli Konular
İklim Değişikliği ve Çevresel Etki
Sosyal ve Çevresel Etkiye Dayalı Yatırımlar
Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği projelerine finansman sağlama
Sürdürülebilir Temalı Ürünler/Krediler